Taksim Meydanı’nda ‘İsimsiz Heykel’ tartışması
-TAKSİM’de Atatürk Kültür Merkezi yanına yapılan ‘İsimsiz Heykel’ tartışma yarattı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Uzman Polat, “Taksim Meydanı’na yönelik bu rezalet bir an önce durmalıdır” dedi. Eserin tasarımcısı Mimar Semih Eskicioğlu, “Kapalı bir heykel yapıldığında içinde böyle bir yapı olurdu, aslında tamamen mütevazi, uzaktan bakıldığında kaybolabilecek bir eser olması gerekirdi. Bence. zaten her şey eleştirilmeli ama eleştiri bilgiye dayalı olmalı.”
Sanatseverleri yenilenen yüzüyle karşılayan Atatürk Kültür Merkezi’nin mimarisini kalıcı eserlerle zenginleştirmek amacıyla geçen yıl Nisan ayında Heykel Yarışması düzenlendi. Usta isimlerden oluşan jürinin yaptığı değerlendirmeler sonucunda yarışmanın birincisi sanatçı, iç mimar ve tasarımcı Semih Eskicioğlu oldu. Yarışma şartnamesinde belirtilen çevreye uyum, yenilikçi yaklaşım, mimari ile kesin diyalog gibi kriterleri karşılayan eser, geçtiğimiz hafta tüm haliyle Atatürk Kültür Merkezi’nin yanına hızla inşa edildi. Çalışmalara İBB Genel Sekreter Yardımcısı Uzman Polat’tan tepki geldi. Polat, “Taksim Meydanı’na yönelik bu rezalet derhal durmalı” diyerek tepki gösterdi. Vatandaşların bir kısmı eseri mozoleye benzetirken, bir kısmı da inşaatın demir iskelesine benzetti.
“ESERİN HİKAYESİNE YARIŞ KONUSUNA YAKLAŞIMDA YAKLAŞTIM”
Eserin sahibi Semih Eskicioğlu, eleştirileri Demirören Ajansı’na değerlendirdi. Eskicioğlu, “Her şey eleştirilebilir ama eleştiri bilgiye dayalı olmalı. Günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay. Bu bir sorun. Yarışmanın detaylarını paylaşan Eskicioğlu, “Herkese açık bir yarışmaydı. 80 kişi arasından birinci oldum. Yarışma bir heykel yarışmasıdır. Atatürk Kültür Merkezi binası, yerleşkesi ve cephesiyle uyumlu başka bir yere konulduğu takdirde yarışma konusu anlamsız olmayacaktır. “Alt metni olan bir hikayesi var. Yarışmanın konusuna uygun olarak eserin hikayesine yaklaştım” dedi.
“SES DALGALARI METAFORİAL DALGALAR” Çalışmasında anlatmak istediğini belirten Eskicioğlu, “Cepheyle, şehrin silüetiyle bütünleşmesi açısından formunu oluşturan şey, operadan çıkan ses dalgalarıdır. evi mecazi anlamda dalgalandırır.Sanatın şehre yayılmasını da temsil eder.Sonra daha yassı bir forma bürünür.Şehirle bütünleşen bir forma dönüşür.Işıklandırması da bunu destekler.Varsa dalgalanma etkisi vardır. opera binasında etkinliktir.Renk sıçraması da yine hafif bir kırmızı, opera binası ile bütünleşme hikayesi vardır.En önemli özelliği şeffaf olmasıdır.Burada daha klasik kapalıdır.Bir heykel olabilirdi. Aslında yarışmada bu fikrin öne çıkmasının sebebi de buydu, şeffaf bir yapısı vardı” dedi.
“HİKAYE ÜZERİNDE UYGULANMAMASINI TERCİH EDERİM” diyen Eskicioğlu, “Kapalı bir heykel yapıldığında içinde öyle bir yapı olur ki aslında tamamen mütevazi bir eser olması gerekir ki bir açıdan bakıldığında kaybolabilir. Bence her şey eleştirilmeli ama eleştiri bilgiye dayalı olmalı. Bilgiye erişim de günümüzde çok önemli. “Kolay. Bu yarışın heyetini, buraya nasıl konulduğunu, kafama göre buraya bir şey koyamam diye araştırıp sonra da bu şekilde eleştirilse daha memnun olurum. Bu tamamen sübjektif bir sorundur. Hikayeye göre karşılaştırılmamasını tercih ederim” dedi.
“SANATÇI YARATTIĞI ESERE SAYGILI OLMALI” ‘İsimsiz Heykel’ isimli eseri yorumlayan Mimar Ahmet Erkurtoğlu, “Atatürk Kültür Merkezi günümüz çağdaş mimarisini yansıtan bir eser. Heykele vatandaş gözüyle baktığınızda Görünüşte beton dökülmeden kalıbı sökülen karkas bir yapıya benziyor.Bir yarış projesi.Heyette değerli üyeler var. Çevresi, yapının masif formu ve işlevi hakkında bir çalışma ortaya çıkarılmıştır. Bu açıdan bakıldığında güzel bir eser kazanılmış. Biçim ne olursa olsun bir sanatçının eserine saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Heyet üyeleri bütün işlerin ortasından üç tane seçmişler.” bu işi yapan genç arkadaşımızı tebrik ederim.Mimarlık,tasarım,heykel bir yaratıcılıktır.Burada genç meslektaşımız binanın formunu almış oradaki işlevi ele almış.Saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum.Yığın olması eleştirilebilir. çok büyük ama sonuçta bir sanatçının ürünü.”